DEVAM: 41- "LA
İLAHE İLLALLAH" DEDİKTEN SONRA KAFİRİ ÖLDÜRMENİN HARAM KILINIŞI BABI
158 - (96) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا أبو
خالد الأحمر.
ح وحدثنا أبو
كريب وإسحاق
بن إبراهيم،
عن أبي
معاوية، كلاهما
عن الأعمش، عن
أبي ظبيان، عن
أسامة بن زيد.
وهذا حديث ابن
أبي شيبة. قال: بعثنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في سرية. فصبحنا
الحرقات من
جهينة. فأدركت
رجلا. فقال: لا
إله إلا الله.
فطعنته فوقع
في نفسي من
ذلك. فذكرته
للنبي صلى
الله عليه
وسلم. فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم" أقال: لا
إله إلا الله وقتلته؟"
قال قلت: يا
رسول الله! إنما
قالها خوفا من
السلاح. قال"
أفلا شققت عن قلبه
حتى تعلم
أقالها أم لا".
فما زال
يكررها علي
حتى تمنيت أني
أسلمت يومئذ.
قال فقال سعد: وأنا
والله لا أقتل
مسلما حتى
يقتله ذو
البطين يعني
أسامة. قال:
قال رجل: ألم
يقل الله:
{وقاتلوهم حتى
لا تكون فتنة
ويكون الدين
كله لله؟ فقال
سعد: قد
قاتلنا حتى لا
تكون فتنة.
وأنت وأصحابك
تريدون أن
تقاتلوا حتى
تكون فتنة.} [8/
الأنفال/ آية 19]
[:-273-:] Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeyhe rivayet etti. (Dediki): Bize
Ebu Halid-i Ahmer rivayet eyledi. H. Bize Ebu Kureyb ile İshak b. İbrahim de,
Ebu Muaviye'den, bunların ikisi de A'meş'den, o da Ebu Zıbyan'dan, o da Usame b. Zeyd'den -bu hadisin İbn Ebu Şeybe tarafından
rivayet edilen şeklidir- şöyle dediğini nakletti:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bizi bir seriyye (askeri birlik) ile birlikte gönderdi.
Cuheyne (toprakları)ndan el-Hurukat'a (2/16b) bir sabah baskını yaptık. Bir
adama yetiştim, hemen la ilahe illallah, deyiverdi. Ben ise ona (mızrağımı)
sapladım fakat bundan dolayı içime bir rahatsızlık düştü.
Durumu Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e söyleyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"O Ia ilahe illallah dediği halde sen onu öldürdün mü" buyurdu.
Ben: Ey Allah'ın Resulü,
o bu sözü ancak silah korkusu ile söylemişti, dedim.
Allah Resulü: "Sen
bu sözü söyleyip, söylemediğini bilmek için neden kalbini açmadın"
buyurdu.
Allah Resulü bu sözü bana
o kadar tekrar edip durdu ki, keşke o gün Müslüman olsaydım, diye temenni
ettim.
Bunun üzerine Sa'd:
Allah'a yemin ederim ki ben -Usame'yi kastederekşu büyük göbekli kişi
öldürmedikçe hiçbir müslümanı öldürmem, dedi. Sonra bir adam: Aziz ve celil Allah:
"Fitne kalmayıncaya ve din tamamıyla yalnız Allah'ın oluncaya kadar
onlarla savaşın." (Enfal, 39) buyurmuyor mu, dedi.
Sa'd dedi ki: Evet, biz
hiçbir fitne kalmayıncaya kadar savaştık ama sen ve arkadaşların ise fitne
olsun diye savaşmak istiyorsunuz (2117a) dedi.
Diğer tahric: Buhari, 4021, 6478; Ebu Davud, 2643;
Tuhfetu'l-qraf, 88
159 - (96) حدثنا
يعقوب
الدورقي.
حدثنا هشيم.
أخبرنا حصين.
حدثنا أبو
ظبيان، قال:
سمعت أسامة بن
زيد بن حارثة
يحدث، قال: بعثنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إلى
الحرقة من
جهينة. فصبحنا
القوم.
فهزمناهم.
ولحقت أنا ورجل
من الأنصار
رجلا منهم.
فلما غشيناه
قال: لا إله
إلا الله. فكف
عنه الأنصاري.
وطعنته برمحي
حتى قتلته.
قال فلما
قدمنا. بلغ
ذلك النبي صلى
الله عليه
وسلم فقال لي "
يا أسامة!
أقتلته بعد ما
قال لا إله
إلا الله؟"
قال قلت: يا
رسول الله!
إنما كان
متعوذا. قال،
فقال" أقتلته
بعد ما قال لا
إله إلا
الله؟" قال
فما زال
يكررها على
حتى تمنيت أني
لم أكن أسلمت
قبل ذلك اليوم.
[:-274-:] Bana Yakub b. İbrahim ed-Devraki tahdis etti. Bize Huşeym tahdis
etti. Bize Husayn haber verdi. Bize Ebu Zabyan tahdis edip dedi ki: Ben Usame b. Zeyd b. Harise'yi tahdis ederken dinledim. Dedi ki:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bizi Cuheyne'den el-Huraka üzerine gönderdi. Biz de onlara
sabah vakti bir baskın yaptık ve onları bozguna uğrattık. Ensardan bir adamla
birlikte onlardan bir adama yetişti k. Onun karşısında durunca o: La ilahe
illallah, deyiverdi. Ensardan olan kişi ona ilişmedi. Ben ise ona mızrağımı
sapladım ve sonunda onu öldürdüm.
(Medine'ye) döndüğümüzde
bu olay Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e de ulaştı. Bana: "Ey Usame!
Onu, la ilahe illallah dedikten sonra mı öldürdün" buyurdu.
Ben: Ey Allah'ın Resulü,
o bununla ancak canını kurtarmak istemişti, dedim.
O: "Sen Onu la
ilahe illallah dedikten sonra mı öldürdün" buyurdu. (Usame) dedi ki: Bu
sözü bana o kadar tekrar edip durdu ki, (2/17b) keşke o günden önce Müslüman
olmasaydım, diye temenni ettim.21
DAVUDOĞLU İZAHI İÇİN buraya tıklayın
NEVEVİ
ŞERHİ 97.sayfada.